Aslı'ya mektuplar
Sevgili Aslı,
Stuttgart … Yasadığımız büyük zorluklardan ve uzun bir ayrılıktan sonra bizi buluşturan şehir olabilir.
Sen yine prestijli bir ödül, bir barış ödülü kazandın. Bu yılki Stuttgart Barış Ödülü sana verilecek.
Ödül törenine katılmak için gelebileceğini söylediler. Benim Avrupa'da yaşayan tek akrabam da Stuttgart'ta yaşadığı için, ilk sürgün günlerimden beri, sık sık geliyorum ve şehirde yayınlanan bu gazeteye ara sıra yazılar yazıyorum.
Ne hazin. Kendi ülkemizde "terörist" olarak suçlandık, hakkımızda, ömür boyu hapis cezası isteyerek dava açtılar. Ama dünyanın barış yanlıları sana barış ödülleri veriyorlar.
Çünkü dünyadaki barış yanlıları biliyorlar ki, barış; çatışmanın durmasi değil sadece. Barış, insanların birbirlerinin haklarına ve özgürlüklerine saygı duyarak bir arada yaşayabilmeleri demek.
Bizi seninle aynı gazetede buluşturan ve bedel ödeten de barış konusundaki ortaklığımızdı.
Ülkemizde, hem her gün gençlerin öldüğü çatışmanın durmasını, hem de halkların onurla, birbirlerinin haklarına saygı duyarak yaşamalarını istiyorduk.
Gözümüzün önünde kentler yıkılırken, çocukların küçük bedenleri panzerler altında ezilirken, sokakta insanlar kurşunlanırken, barış gösterileri bombalarla kana bulanırken, sessiz kalamazdık.
Kürtlerin çıkardığı ve ağırlıklı olarak Kürtlerin sorunlarını, yaşadıklarını işleyen bir gazetenin, Özgür Gündem gazetesinin yayın danışma kurulunda yer aldık.
Sen, Türk bir yazar olarak, ben bir Türk gazeteci olarak.
İyi yaptık, doğru yaptık ama bedeli ağırdı.
Evinin basılması, gözaltına alınman, cezaevi günleri, biliyorum, seni çok sarstı.
Bir söyleşinde "ölümü bile düşündüm" demişsin.
"Barışmak, savaşmaktan daha zordur" derler. Kararlılık ve cesaret ister. Yüzleşmeye, özür dilemeye, üstte olmaktan vaz geçmeye hazır olmak gerekir.
Öfkeden, kinden arınmayı, yanındakini tanımayı, saygı duymayı gerektirir.
Biliyorum, barış için yolumuz uzun ve zor.
Hele ülkemiz bu kadar kamplara bölünmüşken daha da zor.
İktidar yetkililerinin Panama ve Paradise belgelerinde ortaya çıkan banka hesapları, ABD'de sürmekte olan Zarrab davasında ortaya çıkan rüşvet iddiaları bile, ülkemizin insanlarını ikiye böldü.
İktidar yanlıları, olan bitene ya "kumpas" ya da"milli çıkar" diyerek ses çıkarmıyor. Rüşvetten söz edenleri ise "vatan haini" olarak ilan ediyor.
Hepimiz, ülkemizin pek çok değerli insanı zor günler geçiriyor.
Deniz Yücel ve 150 gazeteci cezaevinde. Akademisyenler işsiz bırakıldı. Cezaevleri doldu taşıyor, işkence çığlıkları duvarları aşıp bize kadar geliyor. Yasama, yürütme, yargı ve medya tek bir şahsın, Erdoğan'ın kontrolünde.
Ama barış mutlaka kazanacak! Yalnız değiliz. Türkiye'de ve dünyada barışı isteyen, mücadele eden barışseverler de var.
Senin ödül alacağın belli olduğunda, bu ödülü daha önce kimlerin aldığını biraz araştırdım.
İtalya'dan, İsrail'den, Kenya'dan, ABD'den, Amazon'dan; halklar arasında barış köprüsü kuranlar, mültecilerin haklarını savunanlar, silah ticaretine itiraz edenler, askerliği reddedenler, çevre mücadelesi verenler; papazlar, öğretmenler, politikacılar, gazeteciler.
Dünyada barış için uğraşan ne kadar çok ve değerli insan var.
Senin alacağın bu ödül, bu nedenle çok anlamlı. Haklılığımızı ve yalnız olmadığımızı kanıtlıyor. En güzel duygularımla kutluyorum.
Sevgili Aslı, seni cezaevine, beni sürgüne gönderen lanet süreç olmasa, Stuttgart bizim için sıradan bir şehir olacaktı. Şimdi ise, bizi barış vesilesiyle buluşturan bir şehir olacak.
Umarim bir aksilik çıkmaz, ikimiz de gelebiliriz.
Stutgart Barış Ödülü töreninde buluşabilmek ve bizi ayrı düşürenlere inat sarılabilmek umuduyla.
Barış her zaman bizimle olsun!
2 Kommentare verfügbar
christiane krause
am 12.12.2017