Fassen wir zusammen, was in letzter Zeit geschehen ist: Erdoğan und seine Minister durften in Deutschland keine Reden halten. Es folgte Erdoğans Nazi-Anschuldigung. Deutsche wurden in der Türkei verhaftet. Deutschen Abgeordneten wurde der Besuch des NATO-Stützpunktes in Incirlik verweigert. Ein Besuch konnte nur unter der Schirmherrschaft der NATO stattfinden. Deutschland brachte die Zollunion und die EU-Mitgliedschaft sowie Kürzungen von Fördermitteln in die Diskussion.

In Deutschland hat der Prozess gegen einen für den türkischen Geheimdienst tätigen Agenten begonnen. Die Wohnungen türkischer Geistlicher wurden wegen Spionageverdacht durchsucht. Deutschland kündigte an, die Investitionsgarantien bei Türkei-Geschäften von deutschen Unternehmen künftig zu begrenzen. Weiterhin wurde bekannt, dass in der Türkei gegen dort ansässige deutsche Firmen ermittelt wird. Und Erdoğan rief die in Deutschland lebenden Türken dazu auf, nicht die "Türkei-feindlichen Christdemokraten, die SPD und die Grünen" zu wählen.

Ich weiß nicht, inwieweit diesem Aufruf gefolgt werden wird. Laut einer von der Union europäisch-türkischer Demokraten (UETD) mit Unterstützung eines deutschen Meinungsforschungsinstituts herausgegebenen Studie, zu der 2750 aus der Türkei stammende, in Deutschland, Frankreich und Holland lebende Personen befragt wurden, bevorzugen Türkeistämmige in Europa linke Parteien, während sie in der Türkei konservative Parteien vorziehen. Diese Tatsache ist seit langer Zeit bekannt.

Die in Deutschland lebenden Türken wissen allerdings auch, was die von Erdoğan nicht erwähnte AfD für sie bedeutet. Niemand wird auf die Idee kommen, Erdoğan zuliebe die fremdenfeindliche AfD zu wählen. Die Türkei-Politik wird jedoch einen erheblichen Einfluss auf den Wahlerfolg der Politiker in Deutschland haben. Der türkische Präsident ruft die türkischstämmigen Deutschen dazu auf, keine Stimme für Merkel abzugeben. Merkel aber hat dazu beigetragen, dass Erdogan die Wahl 2015 und 2017 gewonnen hat.

Bu çağrı ne kadar karşılık bulacak bilmiyorum. Çünkü, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından hazırlanan ve bir Alman araştırma şirketinin katkılarıyla Almanya, Fransa ve Hollanda'da yaşayan 18-40 yaş arası toplam 2 bin 750 Türkiye kökenli kişiyle 14 Şubat-7 Mart 2017 tarihleri arasında yapılan araştırma uzun süredir bilinen bir gerçeği tescilledi: Türkiye kökenliler Avrupa'da sol partileri Türkiye'de ise muhafazakar partileri tercih ediyor.

Öte yandan Almanya'da yaşayan yabancılar, Erdoğan'ın oy verlmemesi gereken partilerden saymadığı AfD'nin kendileri için ne anlama geldiğini biliyorlardır. Erdoğan'ın hatırına Almanya'da yabancı görmek istemeyen AfD'ye oy verecek halleri yok.

Almanya'da siyasetçilerin Türkiye ile ilgili politikaları belli ki başarılarını etkileyecek. 

Esasında Türkiye'nin yakın zamanda yaşadığı iki seçimde de Türkiye-Almanya ilişkilerinin rolü olmuştu. Bir buçuk yıl içinde beş kez Türkiye'ye gelen Merkel'in iki ziyaretinin seçim dönemine denk gelmesi siyasi çevrelerde tartışılmıştı.

Hem Erdoğan'ın tek başına iktidar olamadığı için yok saydığı 7 Haziran parlamento seçimlerinden sonra yinelenen 1 Kasım'da seçimlerinden ve hem de Erdoğan'a adeta Hitler yetkilerini kazandıran başkanlık referendumdan hemen önce, Almanya Şansölyesi Merkel'in Erdoğan'ı ziyareti Erdoğan'a güç vermişti.

Çünkü Erdoğan, çevresi tarafından "Dünya Lideri" olarak lanse ediliyor.

Nitekim, Hamburg'da gerçekleşen G20 Zirvesi öncesinde, Almanya'da bir miting yapmak isteyen Erdoğan için, Avrupa'da yaşayan Türkiyelilerin cep telefonlarına "Dünya Lideri Erdoğan Almanya'ya geliyor. Liderimizi ona yakışan şekilde karşılayalım" yazan mesajlar düşmüştü.

Erdoğan'ın kontrol ettiği onlarca televizyon kanalından, gazete, dergi, internet sitesi ve radyodan, insanlar sabah akşam Erdoğan'ın ne kadar büyük bir lider olduğunu izlemek zorunda kalıyor. Onlarla birlikte verdiği pozlar büyük boyda manşetten veriliyor. Gerçek dünya liderlerinin Erdoğan'ı ziyareti etmesi ve birlikte samimi fotoğraflar vermesi bu propagandayı güçlendiriyor.

Bir diğer neden ise; "istikrar". Türkiye'de yapılan kamuoyu araştırmalarına göre Erdoğan'a oy verenlerin üçte birinden fazlası, bir iktidar değişiminin istikrarı bozacağından endişe ediyor. Yani Erdoğan'a çok bağlı oldukları için değil, bir iktidar değişiminin sonuçlarının ne olacağını kestiremedikleri için oy veriyorlar.

İşte tam da bu nedenle Erdoğan'ın dünya liderleriyle iyi ilişkisi istikrar nedeni olarak algılanıyor.

Almanya seçimlerinde ise, Merkel bugüne kadar Türkiye'yle, daha doğrusu Erdoğan'la kurduğu ilişki nedeniyle eleştirildikçe, çıtayı daha çok yükseltiyor.

Belli ki, 24 Eylül'e kadar hem Almanya'da yaşayan Türkiyeliler, hem de siyasetçilerin Türkiye politikaları gündem olmaya devam edecek.